Ana Sayfa Arama Galeri Video
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    13 yaşında başladı,17 yaşında milyoner oldu

    Bir garajda başladı, birkaç yıl içinde milyarlarca dolarlık bir teknoloji imparatorluğuna dönüştü. Henüz 17 yaşındayken küçük bir fikirle yola çıkan Austin Russell, 25 yaşına geldiğinde dünyanın en genç milyarderlerinden biri oldu.

    Bir garajda başladı, birkaç yıl içinde milyarlarca dolarlık bir teknoloji

    Görünüşte bir lise öğrencisiydi, California’nın Newport Beach ilçesinde büyüyen Austin Russell, arkadaşlarının oyun oynadığı saatlerde devrelerle, lazerlerle ve kendi kurduğu küçük laboratuvarda yeni şeyler geliştirmek için mücadele ediyordu. Ama bu hobisi kısa sürede onu teknoloji dünyasının en parlak yıldızlarından biri haline getirdi.

    13 YAŞINDA İLK ADIMI ATTI

    Russell’ın erken yaşta fark edilen tutkusu, 15 yaşındayken ilk patent başvurusunu yapmasıyla başladı: Bahçe sulama sistemlerinden geri kazanılan su üzerine bir proje. Ardından lise yıllarında lazer optik teknolojilerine olan merakı ucundan tuttu  ve büyük otomotiv şirketlerinin bile “imkânsız” dediği bir teknolojiyi hedefleyerek otomobillerin görebilmesini sağlayan lidar sistemleri üzerine çalıştı.

    KÖKLÜ ÜNİVERSİTEYİ BİR ANDA BIRAKTI

    Stanford Üniversitesi’nde sadece üç ay eğitim aldıktan sonra tüm bu fikrini gerçeğe dönüştürmeye karar verdi. 2012’de henüz 17 yaşındayken kurduğu Luminar Technologies ile hedefini “otonom araçların gözü” olmak olarak koydu. Ve 3 Aralık 2020’de şirketin halka açılmasıyla, Russell’ın hisseleri yaklaşık 2,4 milyar dolara ulaşarak onu en genç kendi kendine milyarder yapmış oldu.

    SIRRINI AÇIKLADI

    Başarı öykülerinde sıkça duyulan “kolay bir fikir bul, hızlı büyü” formülü bu kez işlemedi. Russell tam tersi bir yol izledi.

    -Mevcut lidar sistemlerinin üç büyük sorunu vardı: Çok pahalıydılar, görüş mesafeleri kısaydı ve kötü hava koşullarında başarısız oluyorlardı.

    -Russell bu sorunları hedef aldı: “Peki ya biz hem daha ucuz hem daha iyi bir sistem yapabiliriz” dedi. Ve yaptı.

    Bu yaklaşım, kendini “küçük yaşta mucit” olarak görmeyip “yüksek hedefli teknik girişimci” kimliğiyle yeniden tanımlamasına olanak sağladı.

    Russell’ın hikâyesi sadece bir “genç milyarder” öyküsü değil; teknolojinin, riskin ve vizyonun bir araya geldiğinde nasıl çarpıcı sonuçlar doğurabileceğini gösteriyor. Ekonomik başarıda yaş değil, çözülmemiş sorun önemlidir. Russell’ın seçtiği yol büyük riskliydi ama büyük sorunlar büyük fırsatlar saklar. Bu tecrubeye göre başarı sıradan adımlarla değil, sabır, teknik derinlik, tutku ve fırsatı tanıya­bilme yetisiyle birleşince ortaya çıkıyor.