Mühendislik Profesörü Esteban Gazel liderliğindeki ekip, yeryüzündeki bazalt örneklerini inceleyerek bir spektral kütüphane oluşturuyor. Bu kütüphane, JWST’nin gönderdiği verilerin daha doğru yorumlanmasına katkı sağlayacak. Gazel, “Dünya’da manto eridiğinde bazalt oluşur. Mars’ta da, Ay’da da aynı süreç gerçekleşti. Bu nedenle, ötegezegenlerde de benzer yapıların bulunması muhtemel” ifadelerini kullandı.
15 BAZALT ÖRNEĞİ KIZILÖTESİ SPEKTRUMDA İNCELENDİ
Araştırma sürecinde 15 farklı bazalt örneği, yaydığı kızılötesi ışık açısından incelendi. Elde edilen verilerle, James Webb Uzay Teleskobu’nun bu bazalt türlerini nasıl algılayabileceği modellendi. Geliştirilen spektral imzalar, uzak gezegenlerin yüzeylerinde benzer bileşimlerin bulunup bulunmadığını saptamada kullanılacak.
SU VARLIĞI YENİ MİNERALLERLE TESPİT EDİLEBİLİR
Eğer bir ötegezegenin yüzeyinde bazaltik lavlar soğuyup katılaşıyorsa ve bu gezegende su varsa, bazalt kayalar suyla etkileşime girerek yeni mineraller oluşturabiliyor. Bu süreçte amfibol ve serpantin gibi hidratlı silikatlar meydana geliyor. Bilim insanları, bu minerallerin bıraktığı spektral izleri analiz ederek suyun varlığına dair dolaylı bulgular elde etmeye çalışıyor.
İLK UYGULAMA LHS 3844B ÜZERİNDE GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Yöntemin geçerliliğini test etmek için araştırma ekibi, Dünya’dan 48 ışık yılı uzaklıktaki “Süper Dünya” LHS 3844b’yi inceledi. Gezegenin yüzeyini bazalt temelli spektral verilerle modelleyen araştırmacılar, bu gezegende benzer lav oluşumlarının izini sürdü. Bu modelleme için özel bir bilgisayar kodu geliştirildi.
YÜZEY ANALİZLERİNDE DETAY SEVİYESİ ARTACAK
James Webb Uzay Teleskobu’nun sağladığı yüksek çözünürlüklü verilerle, ötegezegen yüzeylerinde yalnızca bir kimyasal bileşene değil, çok sayıda elementin oranına dair bilgi edinilmesi mümkün olacak. Silisyum, alüminyum ve magnezyum gibi elementlerin oranları analiz edilerek, bu kayaların hangi koşullarda oluştuğu daha net şekilde anlaşılabilecek.
GEZEGEN BİLEŞİMLERİNDEKİ FARKLILIKLAR ÖNEMLİ
Çalışmanın yazarlarından Emily First, Dünya’daki farklı lav türlerinin kimyasal yapılarındaki değişkenliğe dikkat çekerek, “Hawaii adalarında görülen lavlarla okyanus ortası sırtlardan çıkan lavlar arasında bile önemli farklar var. Bu yüzden her detay, ötegezegenlerin yapısını anlamamız açısından kritik” değerlendirmesinde bulundu.
YENİ YÖNTEM, GELECEK GÖZLEMLERDE KULLANILACAK
Geliştirilen bu yöntem, James Webb Uzay Teleskobu’nun yanı sıra gelecekteki uzay teleskopları ve gözlemevleri tarafından da kullanılabilecek. Bu sayede, ötegezegenlerdeki su varlığına dair ipuçları daha güvenilir yöntemlerle elde edilebilecek.

