Mahfi Eğilmez, “Bu faizle üretim imkansız” adlı yazısında, iş dünyasının bir yandan yüksek faizlerden yakınırken diğer yandan TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarının gerçeği yansıtmadığını öne sürdüğünü belirtti. Eğer enflasyon, iş dünyasının iddia ettiği gibi yüzde 75 civarındaysa, yüzde 75’e kadar olan faiz oranları düşük kabul edilmeli. Ancak faizler yüksek bulunuyorsa, bu durumda enflasyon TÜİK’in belirttiği yüzde 38,1 seviyesinde demektir. Eğilmez, “Bu iki eleştiri aynı anda haklı olamaz” diyerek iş dünyasının söylemlerindeki çelişkiye işaret etti.
“DÜŞÜK FAİZ ÇILGINLIĞI DESTEKLENDİ”
2021 Eylül’ünde TCMB’nin faiz indirimlerine başladığı dönemde, bu politikanın yanlış olduğunu dile getirenlerin azınlıkta kaldığını hatırlatan Eğilmez, o dönemde iş dünyasının büyük kısmının bu politikayı alkışladığını vurguladı. Enflasyon hızla tırmanırken düşük faizle kredi çekenler, bu kaynakları döviz alımı gibi alanlara yönlendirmiş, tasarruf sahipleri ise negatif reel faiz nedeniyle altın ve dövize kaymıştı. Eğilmez, “Şimdi faizlerin yüksekliğinden isyan edenler, o gün düşük faiz çılgınlığını destekliyordu” diyerek, bugünkü ekonomik krizin köklerinde bu hatalı politikaların yattığını ifade etti.
KUR SIKINTISI VE KUR KORUMALI MEVDUAT
Kurun sabit kalmasından yakınanlara da seslenen Eğilmez, mevcut kur seviyesinin 2021’deki “faiz sebep, enflasyon sonuç” anlayışından ve negatif faiz politikasından kaynaklandığını belirtti. Kur korumalı mevduatın, tasarrufların dövize kaçışını frenlemek için getirildiğini, ancak bu durumun ihracatı olumsuz etkilediğini söyledi. Eğilmez, “O gün kur korumalı mevduata karşı çıkıp faizlerin enflasyonun üzerinde olması gerektiğini savunanlar, bugün kurdan şikayet etme hakkına sahip” dedi.
“FAİZ YÜKSEK DEĞİL, ENFLASYON GERÇEK DEĞİL”
Eğilmez, mevcut faiz oranlarının sanıldığı gibi yüksek olmadığını, asıl meselenin resmi enflasyon rakamlarının gerçeği gizlemesi olduğunu savundu. Son dönemde Euro/TL kurunun yükselmesiyle TL’nin değer kaybı, ihracatı destekleyici bir unsur olurken, USD/TL kurunun sabit tutulması, dolar cinsinden borçların ağırlığı nedeniyle avantaj sağlıyor. Eğilmez, ekonomi yönetiminin kuru “çıpa” olarak kullanma stratejisinin uluslararası istikrar programlarına paralel olduğunu belirtti.
“GERÇEKLER ORTAYA KONMADAN ÇÖZÜM OLMAZ”
Ekonomik sorunların çözümü için dürüst bir veri paylaşımı gerektiğini vurgulayan Eğilmez, “Enflasyon yüzde 75 ise bunu kabul edip politikaları buna göre şekillendirmeliyiz. Yüzde 75’lik enflasyonu yüzde 40 gibi gösterirseniz, faiz yüzde 70’e çıktığında iş dünyası haklıymış gibi görünür” dedi. Eğilmez, hayalci önlemler yerine gerçeklere dayalı adımların atılmasının şart olduğunu, aksi takdirde kalıcı bir çözüm bulunamayacağını sözlerine ekledi.

