2024 yılında dünya genelinde 8.5 milyon Windows cihazını etkileyen ve havalimanlarından kamu hizmetlerine kadar geniş bir ağı felç eden CrowdStrike kaynaklı dev sistem çökmesi, Microsoft’u acil eylem planı oluşturmaya itti. Bu krizin ardından hayata geçirilen “Windows Resiliency Initiative” (Windows Dayanıklılık İnisiyatifi) ile işletim sisteminin beklenmeyen çökmelere karşı daha dirençli hale getirilmesi hedefleniyor.
Yeni inisiyatif kapsamında, sistemin hızlı toparlanması ve kullanıcı kesintilerinin en aza indirilmesi amaçlanıyor. Bu doğrultuda, başarısız yeniden başlatmalar sonrası bilgisayarın hızla eski haline dönmesini sağlayan “quick machine recovery” gibi özellikler devreye alınıyor.

İKONİK MAVİ ARTIK SİYAH OLDU: BİR DEVRİN SONU
Techcrunch’ın haberine göre, Windows’un ikonik mavi ekranı yerini siyah zemin üzerine beyaz yazıyla yeni bir arayüze bırakacak. Microsoft bu değişimi “basitleştirilmiş kullanıcı arayüzü” olarak tanımlasa da, teknoloji camiasında bu sessiz ama radikal adım büyük yankı uyandırdı. Zira Windows 1.0’dan bu yana bilgisayar deneyiminin ayrılmaz bir parçası olan bu mavi ekran, bir neslin dijital hafızasında yer etmişti.
1985’ten beri hayatımızda olan BSOD, HTML’nin bile henüz var olmadığı, Almanya’nın bölünmüş olduğu ve uçaklarda sigara içmenin yasal olduğu bambaşka bir dönemin ürünüydü. Yıllar boyunca sayısız kullanıcı, sistem hatalarıyla birlikte bu ekranla yüzleşti; kimi zaman korktu, kimi zaman sinirlendi, ama her zaman tanıdı.
Artık o karakteristik mavi yansıma tarihin tozlu raflarına kalkıyor. Microsoft’un bu tercihi, hem kullanıcı deneyimini daha sade hale getirmek hem de sistem güvenliğini daha sağlam temellere oturtmak için atılan adımlardan biri. Ancak teknoloji meraklıları için bu, şüphesiz ki bir devrin kapanışı ve Windows’un geleceğinde yeni bir sayfanın açılması anlamına geliyor.

