Yıllarca buğday, arpa ya da mısır eken çiftçiler artık rotayı çok daha kazançlı bir ürüne çevirdi. Rengiyle büyüleyen, kokusuyla mest eden bu değerli bitki, az alanda yüksek gelir sağladığı için “topraktan çıkan altın” olarak anılıyor.
Türkiye’nin birçok bölgesinde deneme ekimleri yapılan bu bitki, sadece bir dönüm araziden bile binlerce liralık gelir getiriyor. Üstelik dayanıklı yapısı sayesinde bakım maliyeti de oldukça düşük.
KİLOSU 600 BİN LİRAYA SATILIYOR
Evet, bahsettiğimiz ürün: Safran!
Binlerce yıldır ilaçtan kozmetiğe, mutfaktan parfümeriye kadar pek çok alanda kullanılan bu bitki, “kırmızı altın” olarak biliniyor. Sadece 1 kilogram safran elde etmek için yaklaşık 150 bin çiçek gerekiyor. Bu da ürünün değerini katbekat artırıyor.
Safran üreticileri, özellikle Karabük’ün Safranbolu ilçesinde her hasat döneminde yüzleri güldüren kazançlar elde ediyor. Birçok girişimci, küçük bir tarlayla başlayıp bir yıl içinde büyük bir servetin sahibi oluyor.
Safran yetiştiriciliği, sabır isteyen ama karşılığını fazlasıyla veren bir uğraş. Ekimden sonra toprağın sessizce filizlenmesini beklemek gerekiyor. Ancak ilk hasat alındığında, topraktan çıkan o mor çiçekler üreticiye sadece gelir değil, umut da getiriyor.
Zira bugün bir kilo bu değerli baharatın fiyatı, gram altınla yarışıyor. Üstelik ihracat potansiyeli de yüksek: Avrupa’dan Orta Doğu’ya, hatta Japonya’ya kadar safran talebi her yıl artıyor.
“AZ ALANDA ÇOK KAZANÇ”
Uzmanlar, önümüzdeki yıllarda safranın Türkiye’nin “yeni altın madeni” olabileceğini belirtiyor. Çünkü iklim koşulları uygun, üretim alanları geniş, kâr oranı ise oldukça yüksek.
Tarımda yeni bir gelir kapısı arayan çiftçiler ve yatırımcılar için safran, geleceğin en parlak yıldızlarından biri olarak görülüyor.
ZENGİNLİK TOPRAĞIN DERİNLİKLERİNDE SAKLI
Bir zamanlar sadece birkaç köyde bilinen bu özel bitki, artık Türkiye’nin dört bir yanında “servet çiçeği” olarak anılıyor.
Bir yıl emek verenin hayatını değiştiren bir mucize: Safran!