Atilla Yeşilada, TÜSİAD soruşturmaları ve diploma tartışmaları gibi gerilimi artıran gelişmelerin Türkiye’ye zarar vereceğini savundu. “Türkiye’nin mevcut koşullarda siyasi çatışmaları kaldıracak gücü yok. Bu sadece ekonomi değil, toplum üzerinde de derin izler bırakabilir” uyarısında bulundu.
TCMB’nin faiz indirimlerinin henüz finansal istikrarı ciddi şekilde etkilemediğini, ancak TL’den dövize kayışı hızlandırabileceği veya carry trade’i baltalayabileceği görüşünü dile getirdi.
Erken seçim tartışmaları ve siyasi belirsizliklerin piyasaları etkilediğini belirten Atilla Yeşilada, “Eğer seçim gündemi enflasyon beklentilerini yeniden körüklerse, TCMB’nin kararları siyasi baskı altında mı yoksa bağımsız mı alındığı ortaya çıkacak” dedi.
“SERVET VERGİSİ ŞART”
Atilla Yeşilada, enflasyonla mücadelede güçlü TL politikasına güvenmenin riskli olduğunu belirtti. “Yapısal reformlar elzem. Türkiye’nin daha az enflasyonla, daha fazla sanayi ve hizmet üretimi için harekete geçmesi lazım” diye konuştu. Vergi reformuna dikkat çeken Yeşilada, Mehmet Şimşek’in doktor ve sanatçıları denetleyerek vergi toplama çabasını eleştirerek, “Gelir Vergisi ya da tek seferlik bir Servet Vergisi şart” önerisinde bulundu. Ekimde turistlerin ayrılması ve okulların açılmasıyla birikecek risklerin patlak vereceğini, bu nedenle siyasi baskının sürdürülemeyeceğini vurguladı.
SİYASİ BASKILAR GÜVEN KIRIYOR
Atilla Yeşilada, diploma tartışmaları ve TÜSİAD soruşturmalarının halkta da tepki çektiğini ifade etti. SONAR anketine göre, İmamoğlu’nun diploma soruşturmasını yanlış bulanların oranı yüzde 58,3, TÜSİAD soruşturmasını onaylamayanların ise yüzde 47 olduğu ortaya çıktı. “Bu tür gerilimler, firmaları siyasi baskıdan kaçmak için Mısır’a fabrika kurmaya itiyor. ‘AKP’liyim, beni etkilemez’ diye bir güvence yok. Ekonomide en büyük korku, devletin malvarlığına el koyması. Orta ve küçük ölçekli şirketler yatırımlarını ya erteliyor ya da yurtdışına taşıyor. Tansiyon aniden yükselirse, farkına varmadan büyük kayıplar yaşanabilir” uyarısında bulundu.

