Ana Sayfa Arama Galeri Video
Kategoriler
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Altındaki ralli konut ve otomobil piyasasını nasıl şekillendirdi?

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ekonomistlerinin son analizine göre, 2023 Eylül ayından itibaren altın fiyatlarında yaşanan hızlı yükseliş, konut ve otomobil piyasalarında belirgin bir talep artışına yol açtı. Altın birikimi yüksek olan illerde konut fiyatları diğerlerine göre daha fazla artarken, otomobil satışlarında da benzer bir ivme gözlemlendi.

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ekonomistlerinin son analizine göre, 2023

    TCMB bünyesinde görevli ekonomistler Mehmet Selman Çolak ve Mehmet Emre Şamcı’nın kaleme aldığı “Altın Fiyatı Kaynaklı Servet Artışının Konut ve Otomobil Piyasalarına Etkisi” başlıklı blog yazısı, Merkez Bankası’nın resmi yayın platformu “Merkezin Güncesi”nde yayımlandı. Yazıda, Türkiye genelindeki illerin altın mevduatı tercihlerindeki farklılıklar temel alınarak, altın fiyatlarındaki artışın konut ve otomobil gibi dayanıklı tüketim mallarının alım satım piyasalarındaki etkileri detaylı bir şekilde incelendi.

    ANALİZİN ÖNE ÇIKAN BAŞLIKLARI

    Altın Fiyatlarındaki Küresel Ralli: Jeopolitik belirsizlikler ve merkez bankalarının yoğun altın alımları nedeniyle, Eylül 2023 ile Nisan 2025 arasında uluslararası piyasalarda altın fiyatları ABD doları cinsinden yaklaşık %77 oranında yükseldi.

    Türkiye’de Altın Tasarruflarının Artışı: Altın fiyatlarındaki bu yükseliş, Türkiye’de geleneksel bir yatırım aracı olan altının mevduat içindeki payını önemli ölçüde artırdı. Bu durum, özellikle tasarruflarının önemli bir kısmını altın cinsinden tutan kesimler için ciddi bir servet artışı anlamına geldi.

    Servet Artışının Talep Üzerindeki Etkisi: Altın fiyatlarındaki artış kaynaklı servet artışının, konut ve otomobil gibi dayanıklı tüketim mallarına olan talebi yukarı yönlü etkilediği değerlendirildi.

    İller Arası Altın Mevduatı Farklılıkları Analizi: Yazıda, illerin altın mevduatı tercihlerindeki belirgin farklılıklar kullanılarak, bu durumun konut ve otomobil piyasalarındaki etkileri incelendi. Eylül 2023’te iller arasındaki altın mevduatı oranlarındaki büyük farklılaşmanın, altın fiyatının servet artışı kanalıyla piyasalara etkisini anlamak için önemli bir fırsat sunduğu belirtildi.

    Konut Fiyatlarında Ayrışma: Altın mevduatının tasarruf mevduatına oranının yüksek olduğu illerdeki konut birim fiyatlarının, 2023 yılının son çeyreğinden itibaren diğer illerden belirgin bir şekilde ayrıştığı gözlemlendi. Altın fiyatlarındaki artış öncesinde konut fiyatları ile altın mevduat oranı arasında anlamlı bir ilişki bulunmazken, bu tarihten sonra pozitif ve istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki tespit edildi. Yapılan analizlere göre, altın fiyatlarındaki artış, ortalama altın mevduatı oranına sahip bir il için konut birim fiyatlarında ortalama %11 ilave artış ile ilişkili.

    Konut Satış Adedinde Belirgin Artış Yok: Toplam konut satış adedinde ise altın mevduatı oranına göre anlamlı bir farklılaşma gözlenmedi. Bu durum, kısa vadede konut arzının esnek olmaması nedeniyle artan talebin öncelikle fiyatlara yansıdığına işaret ediyor.

    İpoteksiz Satışlarda Artış: Servet etkisinin daha belirgin olması beklenen ipoteksiz konut satışlarının toplam konut satışları içindeki payı, mevduatta altın oranı arttıkça göreli olarak yükseliyor. Bu bulgu, hanehalkının altın bazlı kazançlarını kredi koşullarından bağımsız olarak doğrudan konut alımına yönlendirdiğini gösteriyor.

    Otomobil Satışlarında Artış: Altın fiyatlarındaki artış sonrasında, yüksek altın mevduatı oranına sahip illerde otomobil satışları diğer illere göre daha fazla arttı. Konut piyasasının aksine, otomobil arzının daha esnek olması, talep artışının doğrudan satış adetlerinde gözlemlenmesine neden oldu.

    TCMB ekonomistlerinin analizi, Eylül 2023 sonrası dönemde altın fiyatlarındaki keskin yükselişin, Türkiye’de konut fiyatlarını yukarı yönlü etkilerken, otomobil satışlarında da artışa yol açtığını açıkça ortaya koyuyor. Bu durum, altının sadece bir yatırım aracı olmanın ötesinde, hanehalkının servetini ve dolayısıyla tüketim davranışlarını da önemli ölçüde etkileyebildiğini gösteriyor.