Sabahları ayaklarınız geri geri gitmeden işe gitmek bugün milyonlarca insan için büyük bir lüks.
Çocukken kurduğumuz meslek hayalleri artık yerini geçim sıkıntısına bıraktı. Para için mutsuz olduğu işi yapmak günümüz insanın yabancısı olduğu bir duygu değil, ancak Estonya’da yürütülen ve New Scientist dergisinde yayınlanan son on yılların en kapsamlı çalışması, mutluluğun sırrının parada olmadığını somut olarak kanıtladı.
Araştırma kapsamında, 263 farklı meslek grubundan tam 59.000 kişinin profesyonel yaşamı mercek altına alındı.
Katılımcıların maaşları, işlerinin niteliği, kişilikleri ve tatmin düzeyleri hakkında detaylı anketler yapıldı; hatta kan testleri bile incelendi. Amaç, insanları işyerinde gerçekten neyin mutlu ettiğini bulmaktı.
Herkesin şaşkınlığına rağmen, en tatmin edici iş, ne en yüksek maaşı veren ne de en çok “havalı” olarak görülen meslekti.
Analizler, para kazanmaktan ziyade “anlam” ve “işe yararlılık hissi” bakımından zengin olan mesleklerin mutlulukta ilk sırada yer aldığını ortaya koydu.
Şaşırtıcı bir şekilde, listenin zirvesinde bakım hizmetleri (hastane, huzurevi çalışanları), yazarlık ve din adamlığı gibi doğrudan insana dokunan meslekler yer aldı.
Bunun tam aksine, mutluluk sıralamasında en altlarda yer alan meslekler ise şunlar oldu:
Mutfak işleri (aşçılık, bulaşık)
Taşımacılık sektörü
Depo yönetimi
Telefonda satış (Cold calling)
Garsonluk
Satış danışmanlığı
Postacılık
Güvenlik görevlileri
Araştırmanın başyazarı Kätlin Anni, bulguları şöyle özetliyor:
“Yüksek bir başarı hissi (anlam) sunan işler, daha fazla tatmin ile doğrudan ilişkilidir. Çok daha az prestijli görünen işler bile, eğer bir anlam taşıyorsa, çok ödüllendirici olabilir.”
Diğer bir deyişle, ortalamanın çok üzerinde bir maaşa sahip olmanız, her sabah motive bir şekilde uyanacağınız anlamına gelmiyor. Araştırma, ruhu zenginleştiren ve gerçek mutluluğu getiren işin en gösterişli değil, en “insani” iş olduğunu bir kez daha doğruladı.

