Ana Sayfa Arama Galeri Video
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Bilim insanları bu kanın peşine düştü: Bir damlası servet değerinde

    Tıp dünyasında “altın kan” olarak bilinen Rh null kan grubu, yeryüzünde yalnızca birkaç düzine insanda bulunuyor. Tahminlere göre bu ultra nadir kan grubuna sahip kişi sayısı 50 civarında. Son derece ender görülmesi nedeniyle bilim insanlarının özel ilgisini çeken Rh null, kan nakilleri açısından kritik önem taşıyor.

    Tıp dünyasında “altın kan” olarak bilinen Rh null kan grubu,

    Kan nakilleri çoğu zaman hayat kurtarıyor ancak kan grupları arasındaki uyumsuzluk ciddi risklere yol açabiliyor. Dünyada ABO ve Rh sistemlerinin ötesinde, 47 farklı kan grubu ve 366 antijen tanımlanmış durumda. Bu nedenle “O negatif evrensel donör” ifadesi her zaman geçerli sayılmıyor. Bazı alıcılar bu gruba bile bağışıklık tepkisi gösterebiliyor.

    Rh sistemi kendi içinde 50’den fazla antijen barındırıyor. Rh null ise bu antijenlerin hiçbirine sahip olmayan tek grup. Bu da Rh null bireylerinin neredeyse hiçbir kan grubundan nakil alamayacağı anlamına geliyor. Buna karşılık Rh null, diğer Rh sistemleriyle uyumluluğu sayesinde çok daha geniş bir alıcı kitlesine nakledilebiliyor. Bilim dünyasının bu kana “altın” demesinin nedeni de tam olarak bu.

    BİLİM DÜNYASI YAPAY ALTIN KAN ÜRETMEYE YAKLAŞTI

    Gen düzenleme teknolojilerindeki gelişmeler, laboratuvarda yapay kan üretimi ihtimalini güçlendirdi. İngiltere’de Bristol Üniversitesi’nden bir araştırma ekibi, 2018’de Rh null benzeri kan hücreleri üretmeyi başardı. Ekip, laboratuvar ortamında ürettiği olgunlaşmamış kırmızı kan hücrelerinde Crispr-Cas9 yöntemiyle ABO, Rh, Kell, Duffy ve GPB genlerini devre dışı bıraktı. Böylece bağışıklık sisteminin en çok tepki verdiği antijenler ortadan kaldırıldı ve pek çok kan grubuyla uyumlu hücreler elde edildi. Araştırmayı yürüten bilim insanları, bu yöntemin nadir kan gruplarına sahip hastalar için çığır açıcı olabileceğini belirtiyor.

    GENETİK MUTASYON ALTIN KANIN KİLİDİ

    Rh null kanın kökeni RHAG adlı proteindeki mutasyonlara dayanıyor. Bu mutasyon nedeniyle alyuvar yüzeyinde Rh antijenleri oluşmuyor. Bilim insanları bu benzersiz yapının hem nadirliği hem de uyumluluk potansiyeli nedeniyle büyük değer taşıdığını vurguluyor.

    KÖK HÜCREDEN KAN ÜRETİMİNDE DÜNYA YARIŞI

    Altın kan üretimine yönelik çalışmalar yalnızca İngiltere’de değil; ABD, Kanada ve İspanya’da da devam ediyor.

    • ABD’de araştırmacılar, kök hücrelerden Rh null dahil özel kan türleri üretmeyi başardı.
    • Kanada’daki bilim insanları, A pozitif hücrelerde A ve Rh genlerini silerek O Rh null benzeri yapılar oluşturdu.
    • İspanya’daki ekip ise Rh null kaynaklı hücreleri gen düzenleme ile O grubu formuna dönüştürdü.

    HENÜZ KULLANIMA HAZIR DEĞİL, AMA UMUT VERİYOR

    Tüm bu gelişmelere rağmen yapay kanın rutin tıpta kullanılmasına daha zaman var. Kök hücrelerin tam olgun alyuvarlara dönüşmesi halen en büyük teknik engellerden biri olarak görülüyor. Ayrıca gen düzenlemeye yönelik etik ve hukuki sınırlamalar araştırmaların daha yavaş ilerlemesine yol açıyor. Bristol Üniversitesi’nin devam eden RESTORE adlı klinik çalışmasında laboratuvarda üretilmiş alyuvarlar gönüllüler üzerinde test ediliyor. Bu noktaya ulaşmak bile 10 yıldan uzun süren araştırmayı gerektirdi.