Araştırmaya göre, sektör yöneticilerinin yüzde 44’ü, dünyanın net sıfır emisyon hedeflerine ancak 2070 ve sonrasında ulaşılabileceğini öngörüyor. 2024 yılında bu oran yüzde 31 iken, 2050’ye kadar net sıfır hedefinin gerçekleşeceğine inananların oranı yüzde 40-50 aralığından yüzde 32’ye geriledi.
FOSİL YAKITLARIN ROLÜ DEVAM EDİYOR
Anket, petrol ve gaz, elektrik, kimya, madencilik ve tarım sektörlerinden 700’den fazla yöneticinin görüşlerini içeriyor. Katılımcıların büyük bölümü, fosil yakıtların uzun vadede enerji talebini karşılamada kritik rol oynayacağını düşünüyor. Petrol ve gaz yöneticileri, küresel petrol talebinin zirve noktasına 2038 yılında ulaşmasını bekliyor.
Bain & Company İstanbul Ofisi Ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı Volkan Kara, enerji sektörünün büyük bir dönüşümden geçtiğini belirterek, “Enerji dönüşümü, artan talebi karşılarken karbonsuzlaşmayı sağlama mücadelesi olarak değerlendirilmeli. Sektör liderleri, anlamlı bir karbon azaltımının ufukta olduğunu düşünüyor ancak sürecin beklenenden daha uzun süreceğini öngörüyor. Türkiye için karbonsuzlaşma, aynı zamanda enerji kaynaklarının yerelleştirilmesi anlamına geliyor ve dönüşümü hızlandırmak için uygun bir ortam mevcut” dedi.
YÜKSEK MALİYETLER YATIRIMLARI ZORLUYOR
Çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) odaklı yatırımlara olan ilgi azalırken, şirketler yatırım getirisini (ROI) önceliklendiren daha temkinli bir strateji izliyor. Yükselen sermaye maliyetleri, daralan bütçeler ve kısıtlı bilançolar, yatırım kararlarını zorlaştırıyor.
Enerji sektörü yöneticileri, düşük karbonlu büyüme stratejilerinin önündeki en büyük engelin, tüketicilerin daha yüksek fiyatları kabul etmeye isteksiz olması olduğunu belirtiyor. Bunun yanında, hissedar desteğinin azalması, devlet politikaları ve sermaye eksikliği de sektördeki dönüşüm sürecini yavaşlatan diğer faktörler arasında yer alıyor.
YAPAY ZEKA SEKTÖRDE ÖNEM KAZANIYOR
Sektörde net sıfır hedeflerine ulaşma konusundaki iyimserlik azalırken, yeni teknolojilerin sunduğu iş potansiyeli konusundaki beklentiler artıyor. Bain & Company anketine katılan yöneticilerin yüzde 72’si, yapay zekâ ve dijital araçların önümüzdeki 5 ila 10 yıl içinde enerji sektöründe büyük bir iş potansiyeli sunacağına inanıyor.
Bain & Company Türkiye Yönetici Ortağı Onur Candar, “Yöneticilerin gündeminde iki ana konu var: yüksek finansman maliyetini yönetmek ve yapay zeka ile dönüşümü sağlamak. Üretken yapay zeka, enerji dönüşümünde kritik bir araç olarak öne çıkıyor. Yöneticilerin yüzde 70’inden fazlası, yapay zekanın iş dünyasındaki potansiyeline inanıyor. Enerji altyapısının modernizasyonunda üretken yapay zekadan faydalanmak, daha sürdürülebilir ve dayanıklı bir enerji ekosistemine geçişi hızlandırabilir” dedi.
Yöneticiler, yapay zekânın özellikle enerji depolama, yenilenebilir enerji, döngüsel ekonomi ve karbon yakalama teknolojilerinde büyük bir potansiyel sunduğunu düşünüyor.
ELEKTRİK ŞİRKETLERİ TEMKİNLİ İYİMSER
Bain & Company, küresel veri merkezlerinin enerji tüketiminin 2027 yılına kadar iki katına çıkabileceğini ve küresel enerji arzının yüzde 2,6’sını tüketeceğini öngörüyor. Bu artışın karşılanabilmesi için 2 trilyon dolarlık yeni enerji yatırımı gerekeceği belirtiliyor.
Elektrik şirketleri, bu talebi karşılamak için yenilenebilir enerji projelerine yatırım yapmayı, mevcut varlıklarının ömrünü uzatmayı ve doğal gaz yatırımlarını artırmayı planlıyor. Nükleer enerji ise özellikle Kuzey Amerika’da önemli bir seçenek olarak değerlendiriliyor. Kuzey Amerika’daki elektrik şirketleri, veri merkezi müşterilerinin elektrik fiyatlarını artırarak ve projelere ortak yatırım yaparak bu süreci yönetmeyi hedefliyor.

