Hakan Kara’ya göre, birinci senaryo herhangi bir değişikliğe gitmemek ve ilerleyen dönemde daha sert önlemler almak. İkinci seçenek ise politika faizinin mevcut fiili faiz oranı olan yüzde 46 seviyelerine yükseltilmesi ve üst bant esnekliğinin korunması.
YÜKLÜ FAİZ İNDİRİMİNE ALAN AÇILABİLİR
Her iki durumda da ekonomik aktivitede bir yavaşlama beklediğini belirten Kara, Merkez Bankası’nın ikinci senaryoyu hayata geçirmesi halinde, Hazine ile koordinasyon içinde tahvil ve döviz piyasalarını destekleyecek yeni adımların atılabileceğini ifade etti. Kara, bu yaklaşımın yıl ortasından itibaren faiz indirimleri için yeniden hareket alanı yaratabileceğini dile getirdi.
50 MİLYAR DOLARA YAKLAŞAN MÜDAHALE
Prof. Dr. Hakan Kara, sosyal medya üzerinden yaptığı bir başka açıklamada, son dönemde TCMB rezervlerindeki hareketliliğe dikkat çekti. Kara, son dört haftalık süreçte döviz piyasasına yapılan müdahalenin büyüklüğünün yaklaşık 50 milyar dolara ulaştığını belirterek, bu müdahalenin Türkiye ekonomisi tarihinde benzeri görülmemiş bir düzeye çıktığını ifade etti.
PİYASALARDA SAKİNLEŞME GÖZLENİYOR
Yapılan müdahalelerin ardından döviz piyasalarında kısmi bir istikrarın sağlandığını aktaran Kara, son günlerde piyasanın görece daha sakin bir görünüme büründüğünü belirtti. Kara’nın verdiği bilgiye göre, bu süreçte döviz müdahaleleri sadece Merkez Bankası’nın doğrudan işlemleriyle sınırlı kalmadı; çeşitli finansal araçlar ve dolaylı kanallar da devreye alındı.