Ana Sayfa Arama Galeri Video
Kategoriler
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    IMF’den flaş borsa uyarısı: Büyük düşüşe neden olabilir

    Uluslararası Para Fonu (IMF), dünya genelinde artan jeopolitik gerginliklerin finansal piyasalarda ciddi oynaklıklara yol açabileceği uyarısında bulundu. Kurum, küresel çapta yaşanan krizlerin hisse senetleri üzerinde baskı yaratarak finansal istikrarı tehdit edebileceğini bildirdi.

    Uluslararası Para Fonu (IMF), dünya genelinde artan jeopolitik gerginliklerin finansal

    IMF, son dönemde savaşlar, ticari kısıtlamalar ve terör saldırıları gibi olaylara ilişkin haber akışında büyük bir artış yaşandığını vurguladı. Özellikle 2022 yılından itibaren jeopolitik kaynaklı gelişmelerin daha sık gündeme gelmesi, piyasalarda dalgalanmayı tetikleyen başlıca faktörlerden biri olarak öne çıkıyor.

    TİCARET SAVAŞLARI VE BÖLGESEL ÇATIŞMALAR MERCEK ALTINDA

    Fon, doğrudan isim vermese de ABD’de açıklanan gümrük vergisi kararları ve ticaret savaşlarına atıfla, bu tür uygulamaların küresel ekonomide baskı yarattığını kaydetti. Raporda, bölgesel çatışmalar ve korumacı politikaların hisse senedi fiyatlarında ani ve sert düşüşlere yol açabileceği belirtildi.

    GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERDE DÜŞÜŞ ORANI DAHA YÜKSEK

    IMF’nin analizlerine göre, büyük çaplı jeopolitik olaylar küresel hisse senedi piyasalarında aylık ortalama yüzde 1’lik düşüşe sebep olurken, bu oran gelişmekte olan ekonomilerde yüzde 2,5 seviyelerine kadar çıkabiliyor. Bu durum, kırılgan ülkelerin daha sert etkilendiğini ortaya koyuyor.

    FİNANSAL KURUMLARA DAYANIKLILIK ÇAĞRISI

    Fon, bankalar ve finansal kuruluşların olası şoklara karşı yeterli sermaye ve likiditeyle donatılması gerektiğini belirtti. Rapora eşlik eden blog yazısında, stres testlerinin ve ileri düzey analiz araçlarının, jeopolitik risklerin erken tespiti ve yönetimi açısından vazgeçilmez olduğu ifade edildi.

    YENİ RİSK STRATEJİLERİ GÜNDEMDE

    Uzmanlar, artan jeopolitik gerilimlerin finansal sistem üzerindeki etkilerini azaltmak için risk yönetimi yaklaşımlarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini belirtiyor. Kurumların proaktif önlemler alması, yalnızca finansal yapının değil, aynı zamanda küresel ekonomik güvenin korunması açısından da kritik bir rol oynuyor.