Georgieva, Güney Afrika’nın Cape Town kentinde düzenlenen G20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, küresel ekonomik görünümü değerlendirdi. Toplantının ana temasının, sınırlı makroekonomik politika alanı ve artan belirsizlik ortamında küresel büyümeyi canlandırma ihtiyacı olduğunu ifade eden Georgieva, küresel ekonomik büyümenin bu yıl ve gelecek yıl yüzde 3,3 seviyesinde olacağını öngördüklerini açıkladı. Ancak bu oran, tarihsel ortalamanın altında ve yüksek kamu borcu seviyeleri ışığında değerlendirilmeli.
EKONOMİLER ARASINDAKİ AYRIŞMA DERİNLEŞİYOR
Georgieva, ekonomiler arasındaki ayrışmanın giderek belirginleştiğini belirtti. ABD’de büyümenin güçlü seyrettiğini, Avrupa Birliği’nde (AB) toparlanmanın beklenenden daha yavaş gerçekleştiğini, gelişmekte olan ekonomilerde ise büyümenin geçen yıla paralel olduğunu söyledi. Küresel dezenflasyon sürecinin devam ettiğini vurgulayan Georgieva, iş gücü piyasalarının kademeli olarak soğuması ve enerji fiyatlarının düşmesi beklentisiyle, manşet enflasyonun merkez bankalarının hedeflerine doğru ilerleyeceğini öngördü.
BELİRSİZLİK ALARMI
Ekonomik politikalardaki belirsizliğin yüksek olduğuna dikkat çeken Georgieva, “Dünya genelinde hükümetler politika önceliklerini değiştiriyor. ABD’de ticaret, vergilendirme, kamu harcamaları, göç ve deregülasyon gibi alanlarda büyük değişiklikler söz konusu. Bu politikalar, hem ABD ekonomisini hem de küresel ekonomiyi etkileyecek. Diğer ülkelerde de hükümetler politikalarını düzenliyor. Bu değişikliklerin etkileri karmaşık ve henüz tam olarak değerlendirilemiyor, ancak önümüzdeki aylarda daha net bir tablo ortaya çıkacak” dedi.
Georgieva, sürdürülebilir büyüme için makroekonomik ve finansal istikrarın korunması gerektiğini belirterek, “Ülkeler, kısa vadeli riskleri kontrol altına almalı, mali tamponları yeniden inşa etmeli ve orta vadeli büyüme beklentilerini artırmalı” önerisinde bulundu. Çoğu ülkenin kamu borcunu sürdürülebilir bir seviyeye çekmesi gerektiğini ifade eden Georgieva, verimlilik ve büyüme beklentilerini artırmak için iddialı reformların hayata geçirilmesinin kritik olduğunu kaydetti.