Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC), geçtiğimiz yılın eylül ayından bu yana politika faizini 100 baz puan indirmişti. Fed Başkanı Jerome Powell, bu yıl faiz politikasının enflasyon ve iş gücü piyasasındaki gelişmelere bağlı olarak şekilleneceğini ifade etti. Ancak Trump, faiz oranlarının daha da düşürülmesi gerektiğini savunarak, bu adımın ticaret politikalarıyla eşgüdümlü yürütülmesi gerektiğini vurguladı.
ABD’de yıllık enflasyonun yüzde 3 olarak açıklanması, hedefin yüzde 50 üzerinde gerçekleştiğine işaret etti. Bu durum, Fed’in temkinli para politikası duruşunu haklı çıkarırken, Trump ile Fed arasında tansiyonun artmasına neden oldu.
Mahfi Eğilmez, ABD ekonomisine dair bu gelişmeleri değerlendirerek, enflasyondaki sapmanın sıkıntılı bir dönemin habercisi olabileceğini ve Fed ile Trump arasındaki anlaşmazlığın daha da büyüyebileceğini öngördü.
“FAİZ İNDİRİP ENFLASYON HEDEFİNİ YÜKSELTMEK YANLIŞ”
Eğilmez, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz indirimi sonrası enflasyon hedefini yükseltmesini de eleştirdi. Kararın tutarsız olduğunu belirten Eğilmez, “Bir hafta önce faiz indirip enflasyon hedefini yükseltmek yanlış bir karar” dedi.
Eğilmez, Merkez Bankası’nın elindeki detaylı verilerle yıl sonu enflasyonunu daha yüksek gördüğü için hedefi revize ettiğini, ancak bu durumda faiz indiriminin mantıksız hale geldiğini vurguladı.
Sağlık fiyatlarındaki artışların Merkez Bankası kararından sonra gerçekleşmiş olabileceğini belirten Eğilmez, bu durumda “Biz bilmiyorduk” denilerek kararın savunulabileceğini ancak bunun da planlamada bir eksiklik olduğunu ifade etti.
Merkez Bankası’nın yüzde 5’lik hedefi ile yüzde 24’lük tahminleri arasındaki farkı eleştiren Eğilmez, “Hedefin, tahminlere daha yakın bir seviyede olması gerekir. Revizyon yapılmasına itirazım yok, ancak önce faizi indirip sonra enflasyon hedefini yükseltmek tutarsız bir adım” şeklinde konuştu.
Eğilmez’in bu açıklamaları, Türkiye ekonomisinde para politikalarının tutarlılığı ve enflasyon hedeflemesi konusunda tartışmaları yeniden gündeme getirdi.